Verona kuzeydoğu İtalya' da Veneto bölgesinde bulunan, (Venedik' e geçiş için de bize bir basamak olacak olan) önemli turizm merkezlerinden birisi aslında. Ancak, İtalya seyahatimizi ayarlamaya başlayana kadar şehir hakkında pek bir bilgimiz yoktu açıkcası. Rotaya, hatta kalınacak yerlere Verona' yı da ekledim ve çıktık yola...
Havaalanından kiralık aracımızın navigasyonuna Verona' da kalacağımız otelin adresini girip yola koyulduk. Navigasyon bizi hemen şehrin dışına otobana yönlendirdi "AUTOSTRADA". (Autostrada ile ilgili bilgileri daha ayrıntılı olarak İtalya' da ulaşım adlı yazımda bulabilirsiniz) Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra sevimli Verona' ya geldik.
adige nehri üzerinden şehrin görünüşü |
kaleyi arkamızda bırakarak Piazza Bra' ya doğru ilerledik. Yol üzerinde OVS adlı aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir mağazayı görünce girelim hazır bavul da yok birkaç ihtiyacı giderelim dedik. Doğru adres! Makyaj malzemeleri, dış giyim, iç giyim, pijama, çorap... Ay! Ne ararsan var! Hem de tek marka değil çeşit çeşit ayrıca öyle abartı paralar da değildi yani. Neyse gelelim gezme tozma konularına, efenim ne demiştik Kaleyi arkamıza alıp sağ tarafa Via Roma' ya doğru ilerleyince büyük bir meydana geldik, sağ tarafta eski bir kapı
sol tarafta büyük bir meydan olan Piazza Bra ve hemen ilerde solda Arena. Oldukça büyük (Henüz daha büyüğü olan colessiumu görmedik tabi) ve gece ışıklandırmasıyla tam fotoğraflık ...Arena da aslında henüz gelmeden Türkiyeden baktığım üzere birçok opera -festival düzenleniyor. Tabi sonradan tatil boyuınca dilimizden düşürmeyeceğimiz ve ilerleyen günlerde daha da iyi anlayacak olduğumuz üzere Kasım ayı ne etkinlik, ne de iklim olarak İtalya' yı gezmek için ideal aylardan değil ( e bize göre yani). Dolayısıyla biz gittiğimizde arenada herhangi bir etkinlik yok.
Arena di Verona |
Bu sokak; dar, iki tarafı eski binalar ve altlarında ünlü markaların mağazalarının olduğu sevimli bir sokak. Sokağın biraz ilerisinde Benettonun tam karşısında çeşme var "Drinking water".
Zaten İtalya' nın birçok yerinde bu çeşmelerden var ve suyu aynen bizim sular gibi hiç yabancı değil :) şişesini alan çeşmenin başında. Biz de doldurup şişelerimizi yola devam ediyoruz. Yolun sonunda Casa di Giulietta nın tabelasını görüyoruz ve solda hemen Piazza Erbe olduğunu anladığımız meydanı da ama çook yorulduk ve acıktık artık dönelim hadi. Başka yollardan mı gitsek düşüncesini hemen aklımızdan kovup aynı yollardan gerisingeri geliyoruz taaa Via Roma' ya orada şu an adını hatırlayamadığım bir yerde oturup pizza margaritha sipariş ediyoruz. Bize göre çoookkk lezzetli bir pizzaydı tabi ki yanında Gökhan' ın olmazsa olmazı birası var ve ben de İtalya' nın kuzey kesiminde çokca rastlayacağınız turuncu içkisinden "Spritz" sipariş ettim.
Artık uyku ve dinlenme vakti geldi yarın sabah Venedik yolculuğu var hem de...
Sabah kalkıp otelin anlaşması olan kahvaltı mekanlarından birine gidelim dedik ama 3 taneler hangisi?? Otel sahibinin elini ağzına götürüp götürüp "muaahhhh!!!muaahhhh!!" diyerek anlattığı ve dolayısıyla aşırı lezzetli kruvasanları olduğunu düşündüren telkinlerinden ötürü Castelvecchio bar& patiseriye gittik.
Bizim en sevdiğimiz cinsten kahvaltı. Hele gökhan bayılır böyle kahvaltıya. Şaka tabii. Ama Avrupadan ne bekliyosun kardeşim? kahvaltı anlayışı kıt adamların bizim gibi saraylara layık sofralar yok öyle. Bir kruvasan, bir kahve ve bir meyve suyundan oluşan kahvaltımızı 'buna da şükür' diyerek yedik ve Venedik' e gittik. Akşam döndüğümüzde hava çoktan kararmıştı ve iyi ki Venedik gibi sisli değildi. Aracı (parasını çoktan ödemiş olduğumuz ancak giriş-çıkış kısmı özellikle beni çok tedirgin eden) otelin otoparkına park etmektense, hemen otelin giriş kapısının önünde ki (yani yol kenarında ki) mavi çizgilere= saatli ücret ödenen otoparklara park etmeye karar verdik. Ama nasıl??? yoldan geçen güzel, sıcak ve yardımsever Verona insanı İngilizce bilmiyor ama bizim için yolunu değiştirip yaklaşık ben diyim 300 sen de 500m döndü otopark makinasının başına el yordamıyla anlattı nasıl olacağını ve bizim "grazie" nidalarımız eşliğinde yoluna devam etti (Otopark olayını da İtalya' da ulaşım adlı yazımda daha ayrıntılı bulabilirsiniz). Otopark sorununu hallettikten sonra güzel Verona' nın sokaklarına attık hemen kendimizi. Çok yorgunuz ama Venedikten dönüşü aceleye getirmek durumunda kaldığımızdan yemek yemedik çok da açııızzzz!!!. Ara sokaklardan birinde oklarla bir mekanı bulmaya çalışırken önümüze çıkan ve gözümüze güzel gözüken bir mekana girdik.
enoteca segreta |
Oturduk ve aslında ne kadar yorgun olduğumuzu anlamış olduk, bugün ancak otele geri dönülür Veronanın geri kalan kısmı yarın sabah ancak gezilir diye düşünürken İtalyada yediğimiz en lezzetli yemekler olan bigliotti ve gnacchiyi sipariş ettik. İşte bunlar "muaahhh!!muahhh" ay ne guzel makarnalardı anlatamam. Hele ki Gökhan' ın ki...(Yeni bir tat denediğimizde genelde benim ki daha güzel çıkardı ama bu İtalya gezisinde olaylar böyle cereyan etmedi yaaa:(( nedenini anlayamadığım bir Gökhan Seçkin seçimleri güzelliği yaşadık. Neyse konudan çok saptık okuyucu geri dönelim) Hamurunda patates olan bir makarnanın soslu felan sunumu çııkkkk gizeldiiii... Mekan sunum, lezzet, fiyat, konum açılarının her birinden bizden tam not aldığından şiddetle tavsiyemizdir.
Verona' ya yolu düşen uğrayıp, patates sevenler gnocchi yesin bizce. Karınlar tok artık otele sızlayan ayaklarla dönüş zamanı...
Verona' da son geceyi de geçirdikten sonra sabah istediğimiz saatte güneşli bir güne uyandık. 'İstediğimiz' derken acele etmeden yani, yetişmemiz gereken bir yer yok çünkü. Bologna' ya uğrayıp hava limanından bavulumu alacaz bi tek ve oradan da Floransa' ya devam edilecek. Sabah kahvaltısı için zaman harcamayalım diyerek Castelvecchio patisserieye uğrayıp kruvasan ve kahvelerimizi aldık ve ayakta yiyerek Castelvecchionun içinden Adige nehri üzerinde uzanan Ponte Scaligero' ya geçtik.
tarihi köprüde gayenin güneşle imtihanı |
ponte scaligero |
Castelvecchio tarafından Ponte Scaligero ya giriş |
bisikletli amcamın şıklığına bakın hele |
Madonna Çeşmesi |
Piazza Erbe |
ne olduğunu anlayamadığımız boynuz :) |
Koridor gibi bir yerden geçip bir avluya geliyorsunuz. Bu avluya Julietin evinin yanında başka binalar da bakıyor. Julietin balkonunun zaten sembolik olduğu ve binaya sonradan eklendiği de kulaktan dolma bilgiler arasında...Ayrıca Julietin sembolik heykeli de avluda mevcut, hemen yanına geçip göğsünü tutup dilek dileniyormuş.
Ben de geri kalmadım bu aktiviteden tabi :) Yalnız bir baktık duvarlarda olmasını beklediğimiz kağıtlardan eser yok hepsi toplatılmış. Orada ki görevliye sorduk ve kağıt asılmasının yasaklandığını ancak ve ancak duvara yazabileceğimizi söyledi. Bizim de yanımızda öyle duvara yazmalık keçeli kalem olmadığından milletin daha önceden kağıtlarını yapıştırmak için kullandıkları sakızlardan birinin üzerine tükenmez kalemle yazdık adlarımızı.
balkonda ki el sallaştığımız ablalar :) |
Eğer istenilirse 6 euro gibi bir fiyata evin içine girilip balkona çıkılabiliyor, biz çıkmadık.
Casa di giuliettanın hemen çıkışında sağda bir dükkanda mutfak önlüğü, şef şapkası, eldiven gibi eşyaların üzerine işlemeyle isim yazan bir dükkan var. Otele dönerken orada dikiş makinesinin başında ki bayan beni yanına çağırdı "ismini söyler misin?" dedi cevap verdim ama anlamayınca kağıda yazdım ve "bu benden sana hediye" diyerek bana ismimin yazılı olduğu bir kartı uzattı.
Verona' da kısa zamanda görülmesi gereken bir çok yeri görmüş olduk ve gitme vakti geldi çattı. Unesco Dünya Mirasları listesine eklenmiş olan aşk şehri Verona' yı biz çok sevdik. Hatta Gökhan' ın favorisi oldu. Vaktiniz olursa uğrayın, görün, siz de sevin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder