Ah Alaçatı Ahhh!!!


Uzun zamandır hayalini kurduğum, merakla beklediğim Alaçatı tatili nihayet başlıyooooorrrr!!! :)) Bodrum tatili bitti ve sıra geldi Alaçatı'  ya ...Daha önceden ayarlamış olduğumuz (Pamukkale seyahat) otobüs biletlerimiz ile Bodrum otogarından  çıktık yola. Yaklaşık 3,5-4 saat sonra Alaçatı' daydık. Otobüsten indiğimiz alan sıra sıra kumrucuların bulunduğu bir meydan olunca da 'Çeşme' ye gidecekseniz kesinlikle kumruyu ana vatanında yiyin' diyen arkadaşlarımızın da tavsiyelerine uyarak  indiğimiz gibi hemen önümüze çıkan ilk kumrucuya girdik ve en bol malzemelilerinden 2 tane sipariş verdik:).

Siparişi verirken yaşadığımız dialog da oldukça  komik ve yeme- içmeye olan düşkünlüğümüzü pekiştirir cinstendi. Garson istediğimiz Kumru çeşidinin çok büyük olduğunu  yieyemeyeceğimizi iddia edip dursa da ısrarla en büyüğünü istedik ve yedik bitirdik. Karnımızı doyurduktan sonra bir taksiyle otelimize geçtik (Chigdem butique otel). Şimdi biraz reklamlaaarrrr!!! :) Otel harika, super, über, viper ve bilimum güzellik ötesi olduğunu bildirir ifadeler....Oteli, işletmecilerini, ilgi-alakalarını, hizmetlerini kısacası otelle ilgili her şeyi çok fazlaca sevdik.



İşte otelin güzelliklerini anlatır bir kaç foto :))
 Otelimiz, Alaçatı merkeze 3 dakikalık yürüme mesafesindeydi. Akşam üzeri cafe ve dükkanların bolca olduğu dar sokaklardan oluşan Alaçatı merkezi gezmeye çıktık. Sokaklar, dükkanlar, oteller, evler, cafe& barlar, o daracık sokaklardaki masa-sandalyeler ve insan kalabalığı...  Her şey, o kadar ahenkli o kadar sevimliydi ki Alaçatı' ya aşık olduk denilebilir. İlk akşamımız olduğu ve önceden rezervasyonumuz olmadığı için ünlü mekanlarında yer bulamadık. Ancak; ilk akşam için oldukça güzel bir keşif ve mutlulukla otelimize geri döndük "DONDURMINO" :). O gelato yenmeden oradan dönmeyin derim ben! Bugün hangi aromaları tercih ettiğimizi hatırlamıyor olsam da eminim hepsi oldukça güzel.
Fotodan anladığım kadarıyla limon ve cookieli olabilir
Bir sonra ki günün sabahı temiz lavanta kokuları eşliğinde uyandık ve kahvaltıya doğru ilerledikçe bu koku yerini lezzetli pişi kokularıyla değiştirdi. Öyle bir kahvaltı masası ki bir kuş sütü eksik :) sürekli hizmette olan garsonlar, tazecik lezzetler, sunumun harikalığı, sonrasında yine muhteşem bir sunumla içilen türk kahvesi, hepsi harikaydı. Otelin bizde ilk bıraktığı izlenim asla ve asla yanlış değil :)




Bugün, plaj günü! Hava misss!! Vakitlice güneşi değerlendirmek gerek. Kaldığımız bölgeye çok yakın bir plaj yok. Biraz yakın sayılabilecek bir mesafede 'Çark plajı' var ama suyu donduran cinstenmiş. Söyleyenlerin yalancısıyız... Biz de başka bir tercih olan; Ilıca' ya gittik. Otelimizin çok sevgili işletmecileri Günel hanım ve eşi Bahadır bey bizi kendi özel araçlarıyla plaja kadar bıraktılar  (tekrar tekrar minnettarız). Kumsal, deniz bizim gibi karadenizden gitmiş insanlar için harika ötesi. Akşama kadar kah yüzüp kah güneşlenerek harika deniz ve kumsalın tadını doyasıya çıkarttık.
Plajdan çıkıp bir taksi bulana kadar Ilıca da ki villaların arasından yürüme fırsatı bulduk. Ne kadar güzel yerler bayıldım, bayıldım. Alaçatıyı çok sevdiğimden midir? Nedir? bu civarda ki her yer, her şey, herkes bana çok güzel geldi :)) Belli bir mesafe yürüdükten sonra taksiye binip otele geri döndük. Akşam yemeği için çıkmadan önce biraz vaktimiz vardı ve otelde beş çayı vaktini değerlendirmek üzere güzel dekorasyonlu terasına çıktık.



Beş çayı yanında ikram edilen sakızlı kurabiyelerimizi de midemize indirdikten sonra, bir gün önceden otel sahipleri Günel hanımın bizim için yaptırmış olduğu rezervasyon üzerine akşam yemeğimizi yemek için "Kabak Çiçeği" adlı mekana gittik.


Kabak çiçeği dolması
 Egenin güzelim zeytinyağlılarından, soğuk mezelerinden yiyebileceğiniz, küçük, sokak arasında, yol üzerinde masaları olan, alkol de alabileceğiniz, isterseniz ev yemeği de yiyebileceğiniz bir mekan. Fiyatları tabi ki Alaçatı ortalamasında, yani yenilenlere göre pahalı bizce. Yemek faslı kabak çiçeği dolmasının  da tadılmasıyla bittikten sonra, daldık Alaçatı' nın kalabalık dar sokaklarının arasına ayaklarımız bizi yine dondurminoya mı götürüyor ne? Ay bir kalabalık, bir kalabalık dondurma almak için maaş kuyruğu gibi kuyruk bekliyorsunuz :)). Kah gezinip kah bir yerlerde oturup bu geceyi de Alaçatı' nın kalabalığı içinde kaybolup bitirdikten sonra hem tatilin son günü olması hem de Alaçatı' yı çok sevmiş olmamızdan ötürü üzgün mü üzgün tuttuk otelin yolunu :((. Bir yarım günümüz daha var ama yarın sabah  öğlene kadar Alaçatı' nın içinde tekrar gezecez. Sabah kalkıp otelde yine lezzetli kahvaltımızı yaptıktan sonra düştük yine Alaçatı sokaklarına. Yolun kenarında geceleri kalabalıktan yer bulunamayan mekanların bir çoğu kapalı tabi...Geze geze akşam gitmek için bir türlü yer bulamadığımız "Asma Yaprağı" adlı mekana geldik. Burada Sakızlı kurabiye yenilecek. Aslında otelde dün 5 çayı vaktinde ikram edildi ancak tadı damağımda kaldığından bir de burada yemek istedim.

Asma Yaprağı
Yedim de. Ayrıca yine buradan kırma zeytin ve acı sos aldım eve götürmek için. Buradan Dutlu Kahveye gittik isimlere bakın ya ne şirinler...

Dutlu Kahvede lavanta keselerim ve ben :)
Ev yapımı buz gibi limonatalarımızı da içtik veee geldi çattı dönüş vakti. Ayaklarımız geri geri gitti resmen. Ama dönmek gerek iş güç bekler. Ahh! Alaçatı ahh! Bekle bizi yine geleceğiz...

Ağlamaklı Tatil Bitti Pozu :((

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder